Mehmet Uzun’un yazın hayatı, 1977 yılında İsveç’e siyasi sığınmacı olarak gitmesiyle daha da belirginleşmiştir. İsveç'te bulunduğu süre boyunca Kürt dilinin gelişimine katkıda bulunmuş ve burada eserlerini kaleme almıştır. İlk romanı "Tu", 1985 yılında yayımlanmış ve Kürt edebiyatında bir mihenk taşı olarak kabul edilmiştir. Bu eserini "Siya Evînê" (Aşkın Gölgesinde), "Hawara Dîcleyê" (Dicle’nin Sesi) ve "Mirina Kalekî Rind" (Yaşlı Rind’in Ölümü) Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık, gibi diğer önemli eserler takip etmiştir.
Mehmet Uzun’un eserlerinde, Kürt halkının tarihsel ve kültürel mirası, yaşam mücadeleleri ve kimlik arayışları işlenir. Ayrıca, insan hakları ve özgürlük temaları da sıkça işlenir. Yazar, eserlerinde yalın ve etkileyici bir dil kullanarak okuyucuyu derinden etkilemeyi başarmıştır.
2005 yılında Türkiye’ye dönen Mehmet Uzun, burada da yazmaya ve konferanslar vermeye devam etmiştir. Ancak sağlık sorunları nedeniyle aktif yazın hayatını sürdürmekte zorlanmıştır. Mehmet Uzun, 11 Ekim 2007 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Ancak bıraktığı eserler ve Kürt kültürüne yaptığı katkılarla hala hatırlanmaktadır.
Mehmet Uzun, Kürt edebiyatının ve kültürünün dünya çapında tanınmasına önemli katkılar sağlamış bir yazardır. Eserleri, sadece Kürt edebiyatının değil, genel olarak dünya edebiyatının da önemli parçaları arasında yer almaktadır. Edebi kariyerinin yanı sıra, insan hakları savunucusu olarak da tanınan Uzun, ardında bıraktığı zengin miras ile her zaman anılacaktır.