Ölüm yakIn çevremizden geçmedigi sürece o kadar uzak görünüyor ki
bize.Ölüm sanki hep baskalarInIn kapIsInI çalar, bize hiç ugramazmIS,
sonsuza dek yasayacakmIsIz gibi sürekli birseyleri erteleyerek yasIyoruz.
Yapmak istediklerimiz,
vazgeçmek istediklerimiz,
söylemek istediklerimiz,
dokunmak istediklerimiz,
sevmek istediklerimiz
erteleniyor. "Seni seviyorum"lar, "Özür dilerim"ler erteleniyor. Sonra
bizden o çoook uzak olduguna inanmak istedigimiz ölüm yakIn çevremizden
birisinin
kapIsInI çaldIgI zaman yIkIlIyor, sarsIlIyoruz bir süre için.
"inanIlmaz! Oysa daha iki gün önce birlikte konusuyor, gülüyorduk"
diyoruz.
Yasama ve sevdiklerimize bakIsImIz degisiyor birden. Çevremizdeki
herkesi yitirme korkusu duyuyoruz. Hatta her ölüm haberinde sIranIn birgün
bize gelebilecegi endisesini de yasIyoruz gizliden gizliye. "Yasam ve
ölüm arasında
ince bir çizgi var ve hiç birimizin bes dakika sonrasI için yasama
garantisi yok, her an birbirimizi yitirebiliriz" diyerek daha bir
sarIlIyoruz sevdiklerimize. Ama en sevdigimizi yitirmedikçe çabuk geçiyor
çevremizdeki ölümlerin sIzIsI...
Bir süre sonra yine gereksiz tartIsmalarla kIrmaya baslIyoruz
birbirimizi. Yine iliskilere gösterilen özen kayboluyor yavas yavas. O hep
burada,yanImIzda lacak rahatlIgIyla onu ne kadar sevdigimizi dile getirme
geregi ile duymuyoruz. O biliyor nasIlsa ne kadar sevdigimizi... Oysa
bir gün, bir telefonla onu artIk sonsuza dek yitirdiginizi
ögrenebilirsiniz. O an kabullenmek istemezsiniz gerçegi. Kötü bir saka olduguna
inanmak istersiniz. Oysa onun sizi bu denli üzecek sakalar yapmayacak kadar
çok sevdigini bilirsiniz. "Kötü bir düs bu, biraz sonra uyanacagIm ve
bu kabus sona erecek" dersiniz. TIrnaklarInIzI batIrIrsInIz elinize. Ve
gerçegin dayanIlmaz acIsInI hissedersiniz teninizde. O sabah hiç
önemsiz bir nedenle, son görüsünüz oldugunu bilmeden ne kadar kIrdIgInIzI ve
onun haklI oldugunu bilmenize karsIn inadIna özür dilemediginizi
anImsarsInIz birden. "Bir dakika daha. YalnIzca bir dakika daha onunla
olabilseydim ve kendisini ne kadar sevdigimi söyleyebilseydim"
dersiniz. ArtIk sonsuza dek kaybetmissinizdir onu. Ne özür dileme, ne de
sevdiginizi söyleme sansInIz vardIr.Yasam boyu yüreginizde tasImak zorunda
kalIrsInIz bu agIr yükü. En mutlu anlarda bile yüreginizin bir kösesi
sIzlar. Böylesi bir acIyI yasayan dosta ne söylenebilir ki...
"AcInI paylasIyorum"un, "çok üzgünüm"ün havada asIlI kaldIgI
durumlarda ne diyebilir ki insan? Hiçbir sey dindiremez bu sIzIyI.Böylesi bir
acIyI
yasamayan dostlara ise söylenecek birsey var:
Sevdiklerimiz bizi bir yürek sIzIsIyla bIrakIp gitmesin diye, hep
güzel anIlar bIrakalIm ardImIzda...*
Nuray Bartoschek- Bütün Dünya