Sokrates ve Mutluluk

         
  Sokrates mutlu olamayız diyor, içteniçe doğru olduğuna inanmadığımız bir çok şey yapıyoruz, mesela haksızlık yapıyoruz, başkalarının hakkını gasp ediyoruz, hırsızlık yapıyoruz, yalan atıyoruz, inkar ediyoruz, çamur atıyoruz dolayısıyla kendimizin bile inanmadığı şeyleri yapmakla mutlu olamayız diyor, Sokratese hak vermemek mümkün değil günümüzde kimiler haklı olmadığı halde, doğru olmadığına inandığı halde ne çok şey yapıyor, gücünün yetiğini anladığı an haklımı haksızmı önemini kaybediyor, burada haklı olanmı güçlü yoksa güçlü olanmı haklı terimi yine önümüze çıkıyor, hele hele hak ve hukukun iktidara ve güce göre şekillendiği bir ülkede haklılığınızı ispat etmeniz daha da zor hatta imkansız olabiliyor.
            Kişiliğimizi oluşturan yaşadığımız toplumun örf ve ananeleridir eğer kötü bir kişiliğimiz varsa toplumumuzun ancak bu ölçülerde bir birey yetiştirebildiğini varsaymamalıyız, toplumun değişen dönüşen yapı taşlarından biri olmak için çaba göstermemiz gerekir, yine Sokrates doğru davranan kişi doğru bir insan olabilir yanlış davranıyorsak bu daha doğrusunu bilmediğimizdendir diyor, Sokrates burda haklı ve haksızın tanımını yaparken suçu toplumda bulmuyor tam tersine kişidedir, yalan atığını bile bile yalan atandadır suç diyor, yaşadığı toplumun ahlak mirasından yararlanmış kişilikler yani herkes için iyi şeyler yapmak isteyen, herkesin mutluluğunu, herkesin iyiliğini isteyen karakterli ve namuslu kişiler her ne kadar zorlu ortamlarda bulunmuş olsalarda kişiliklerindeki güzel niteliklerden bir şey kaybetmezler,


Cahit Çağabey