Bundan yıllar
öncesi...
Hindistan'ı yeniden yaratan büyük devlet adamı Gandhi, açlık
grevindedir.
Bunun nedeni de ülkesindeki Budistler'le Müslümanlar
arasında devam eden kanlı soykırımdır.
Gandhi'nin doğup büyüdüğü topraklar, (Emperyalistlerin
kışkırttığı)bir kanlı iç savaş dramına sahne olmaktadır.
Ordu ve polis bu durum karşısında acz içindedir.
Devleti yönetenler giderek büyüyen bu kanlı çılgınlığa karşı
hiçbir şey yapamamaktadırlar.
***
Gandhi, işte böyle bir ortamda açlık grevine girer.
"Yarattığım güzelliğin yıkılmasını görmek
istemiyorum" der.
Gün geçtikçe gazete manşetleri de değişmeye başlar Artık
gazetelerin haber sayfaları kanlı halk çatışması ve iç savaş görüntülerinden
ziyade, Gandhi'nin yürüttüğü ölüm orucu haberleriyle dolup taşmaya başlar.
Artık bütün Hindistan hatta bütün dünya Gandhi'yi konuşmakta
ve O'nun bu eylemini tartışmaktadır.
Gandhi'nin böbrekleri çalışmaz hale gelir.
Devleti yönetenler, çeşitli dinlerin önderleri O'na gelerek
adeta yalvarırlar.
"Hindistan'da çok güzel günlerin geleceğini"
söyler ve "Bu güzellikleri göremeden ölemezsin" derler.
Gandhi, onlara kulak asmaz.
Açlık grevini sürdürür.
Artık vücudundan hayat belirtileri giderek uzaklaşmaktadır.
Dünya'nın çeşitli yerlerinden aydınlar, devlet adamları O'na
gelerek ricada bulunurlar.
Fakat faydası olmaz!..
Gandhi'nin açlık grevi öylesine büyür ki, din çatışmaları,
intikam ateşi karşısında...
Devletin güvenlik güçleri acz içinde kaldığı halde,
Gandhi'nin sadece sevgiye, barışa dayalı sessiz çığlığı sonuçta galip gelir.
"Az sonra sevgili dostumla biraz ekmek de
paylaşırız" diyerek, açlık grevine son verdiğini açıklar.
İşte o sırada kızgın bir Hindu öfkeden titreyerek,
Gandhi'nin kucağına bir ekmek parçası atar.
"Artık yiyebilirsin. Memnun ol. Çatışma bitti. Ama
benim çocuğumu kim geri getirecek? Müslümanlar benim küçücük oğlumu öldürdüler.
Benim acım nasıl dinecek?" diye sorar.
Gandhi'nin yanıtı şöyle olur:
"Ben sana bunun yolunu göstereyim.
Müslümanların senin çocuğunu öldürdüğü yaşta, sizinkilerin
ana babasını öldürdüğü bir Müslüman çocuğu al ve evlat edin.
Eğer kendi öz çocuğun sağ olsaydı ona nasıl bakacak idiysen,
bu Müslüman çocuğuna da öyle özen göster.
Onu yetiştir!
Kendi dini olan İslami inançlarını sürdürmesini ve ibadetini
sağla.
İşte senin içindeki öfkeyi ve intikam ateşini söndürecek
olan yol budur."
Hindu bu sözler üzerine gözleri yaşararak, Gandhi'nin önünde
diz çöker.
Kendisini öfkeli sözlerinden, fevri çıkışından dolayı
affetmesini ister.
Gandhi, bu eylemi sırasında bir insanın kullanabileceği en
etkili silahı kullanmıştır...
"Sessiz çığlığı" ile dünyaya en insani mesajı
vermişti...
Hiç kimsenin karşı çıkamayacağı haklı bir tepkiyi
seslendirmiştir.
Çünkü, bu silahın içi iyilik dolu bir yürekten gelen sessiz
çığlıktan başka bir şey değildir.
EmoticonEmoticon